BORUSAN CONTEMPORARY (BORUSAN MODERN SANAT MÜZESİ)

İstanbul'da Boğaziçi'nde (Baltalimanı, Emirgan), Perili Köşk diye tanınan bir bina vardır. Uzun yıllar boş ve metruk kalan kuleli konak, İstanbullular tarafından 'perili köşk' diye bilinir. İşte bu binada çoğumuzun bilmediği bir müze var, adı Borusan Contemporary! Bu sıra dışı müze, hafta içi Borusan Holding şirketinin yönetim merkezi olan binada ve sadece hafta sonları sanatseverlerin hizmetine açılıyor. Hafta sonu şirket yönetiminin ziyaretçilere terk ettiğ bu sıra dışı mekanda eserler, ofis ortamında sergileniyor. Ofis ortamı dediysek, çok farklı, düzenli, oldukça minimalist bir tarzı olan bir mekan burası. (Ofislerini ülkenin kültür ve sanatseverleriyle paylaşan şirket yönetimini takdir etmek gerek!)

Binayı size anlatarak başlayayım. Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşanın yaveri olan Yusuf Ziya Paşa bu köşkün yapımına 1912'de başlamış. Birinci dünya savaşının başlamasıyla birlikte, bina inşaatı tam anlamıyla bitirilememiş. Ama paşanın sülalesi 1993 yılına kadar alt katlarda ikamet etmiş. Bu tarihte el değiştiren bina neredeyse yeniden inşa edilmiş ve başlangıçta tuğlaların tedarik edildiği İngiltere'deki fabrikadan aynı tuğlalardan getirtilip, bu kez betonarme olarak inşa edilen köşkün dış yüzeyine kaplanmış. Bina ile ilgili hoş bir çevreci özellik ise, en yukarıda toplanan gün ışığının, binayı yukarıdan aşağıya kadar kateden opak camdan bir sütun içinde aynalar vasıtasıyla aşağı yönlendirilerek, doğal güneş aydınlığının alt katlara iletilmiş olması. Müze ziyaretçilerine bu köşkün terasında ve özellikle seyir kulesinde, Boğaziçi manzarasının keyfini çıkarmalarını ve fotoğraf çekmelerini öneririm!

Girişte üst kata çıkarken antre boşluğunda hareketli bir mekanik heykel var. Japon anime yönetmeni Miyazagi'nin 'yürüyen kale' çizgi filminden çıkmış bir araca benziyor. Birinci kat sağ tarafta ise bir paslanmaz çelikten bir mekanik kuş heykeli var ki, yanına yaklaştığınızda ve sensörler kuşu harekete geçirdiklerinde, dev bir akbabanın kanat hareketlerini gerçeğine yakın şekilde canlandırıyor. Okuyucu cahilliğimi bağışlasın, müzeyi gezerken not tutmadığım için, bu güzel eserlerin adını ve sanatçısını aklımda tutamadım!

Müzede 23 Ağustos 2015 tarihine kadar devam edecek olan üç güncel sergi var.
Alman sanatçı Carsten Nicolai'ın 'Tuhaf Cezbediciler' sergisi bunlardan birisi. Sanatçı bizi çevreleyen doğa olaylarının estetik bir farkındalığını yaratmak amaçlı bilimsel modeller yapmış. 'Kar Sesi' isimli düzenekte, cam silindirler içinde kar kristallerinin oluşumunu takip etmemizi sağlıyor. 'Parçacık Sesi' isimli ses yerleştirmesinde ise bizim çevremizi saran radyasyonu işiteceğimiz ses dalgalarına çevirerek bir müziğe dönüştürülmesine şahit oluyoruz.

İkinci sergi ise 'essential matters- Çin video sanatı' sergisi. Küratör Necmi Sönmez'in hazırladığı sergide, yakın zamanda büyük bir endüstriyel değişim ve dinamizm yaşayan Çin'de bu paralelde ortaya çıkan yüksek anlatım yoğunluklu video eserleri. Küratör farklı konulardan oluşan eserlerin yapımcıları ile konuşurken çokça kullanılan 'temel meseleler' kavramını sergisine isim yapmış ama ironisini kaybetmemesi açısından, bizim yaptığımız gibi Türkçe'ye çevirmemiş!

Son sergi ise müzenin sahip olduğu çok sayıda eserin müzenin her yerine yaygın olarak dağılmış şekilde serilendiği, küratörlüğünü Nazlı Gürlek'in yaptığı bir çalışma. Borusan Contemporary'nin Toprak, Su, Hava dizisinin üçüncüsü imiş. Resim, fotoğraf, video, neon aydınlatma tarzlarındaki yapıtlar, hava ile çeşitli şekillerde ilişkilendirilmiş dünyevi meselelere gönderme yapıyor.

Sergileri ve kalıcı eserleri, müzenin sanat eğitimli rehberleri eşliğinde gezmek gerek, yoksa çok şeyi kaçıracağımızdan korkarım. Ancak rehberli geziyi de sadece 1 saatlik süreye sıkıştırılmak zorunluluğu olduğundan, bitiminde eğer vaktiniz varsa bu kez ayrı olarak ve özellikle etkileşimli eserlere uzun süre ayırarak tekrar gezmek gerekiyor. Zaten Çin Video Sanatı sergisi bile eğer izlenmek isteniyorsa, başlıbaşına uzun süre alıyor!

Bu müzeyi ve sergileri, sayın okuyucuya kuvvetle öneriyorum. Çağdaş Sanatın hiç de korkulacak bir şey olmadığını, gün sonunda kendinizi iyi ve ruhunuzu doyurmuş olarak hissettiğinizde anlıyorsunuz!


Cengiz ÖZDER
23.04.2015

Tweet

Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 

Okuyucu Yorumları