Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

VAROLUŞ ÜZERİNE SERBEST DÜŞÜNCELER

Biliyorsunuz insanoğlunun ay’a gittiği yakın dönemde dev bir bina hacmindeki alanda çalışan bilgisayarlardan daha yüksek işlem gücüne sahip avuç içi bilgisayarları, artık elimizde.

Bazı felsefeciler çılgınca ilerleyen bu bilgisayar teknolojisinin paralelinde, yeni savlar ortaya atmaya başladılar.

Varoluş üzerine akıl yürüten bir felsefe okulunun, yaşamın aslında olağanüstü dev bir sanal bilgisayar oyunu olduğu şeklinde bir hipotezi bile var!
Yani basit anlatımla hepimizin bildiği kült film Matrix’ de olduğu gibi, hepimizin sanal bir dünyada yaşayan sanal yaratıklar olduğu iddiası, ciddi olarak konuşuluyor.

Bu düşünce sahipleri, insanlığın çok daha büyük ve ileri bir uygarlığın, düşüncenin yarattığı olağanüstü büyük ve karmaşık bir bilgisayar oyunu olduğunu dile getiriyorlar.
Yani hepimizin o popüler bilgisayar oyunları olan ‘simms’ gibi, ‘farmville’ gibi bir bilgisayar oyunu unsuru olup da, bunun farkında olmayan biçare yaratıklar olduğumuz düşüncesi!

Ne kadar zekice, modern ama o ölçüde dehşet verici, düşünebiliyormusunuz?
Siz ne kadar düşüncesi hür, vicdanı özgür, rasyonel düşünce ve analitik davranış biçimine sahip bir kişi olduğunuzu sanarsanız sanın; ama aslında bütün bunlar, sizden daha zeki ve akıllı bir uygarlık tarafından yazılmış bir bilgisayar programında yazılı olsun?
Olur mu, olur!

Günümüzde modern dünya şartlarının yarattığı geçim ve ayakta kalma şartları, bizi böyle bir dünyaya sürüklemiyor mu?
Okul, iş, başarı, geçim şartları bizi hırpalayıp birer robot haline getirmiyor mu?
Rekabetçi iş yaşamının aşırı meşguliyeti ve stresi insanların köleleştirip ruhunu çalmıyor mu?
Geleneklerine göre yaşam kuran insanlar, geçmişte yaşama özlemi içinde robotik davranışlar göstermiyor mu?
İnsanların büyük bir bölümü, rasyonel düşünceden uzak, içgüdülerinin söylediği şekilde yaşayıp, içgüdülerinin doğrultusunda davranmıyorlar mı?
Birazcık sürü dayanışması uğruna, birey olmayı bırakıp, insanlar özgür vicdanlarını çeşitli cemaatlerin, kurumların sağladığı göreceli bir güvenlik ortamına teslim etmiyorlar mı?
Veya iyi eğitim görmüş o donanımlı insanlar bile geçim uğruna, başarı uğruna; vicdanlarını, ruhlarını satmıyorlar mı?
Bunlara hayır diyebilirmisiniz?

Zor! Merak etmeyen, endişe edip düşünmeyen kişi için daha da zor!
Ama durun, çıkış yolu var!
Yeni zaman felsefecisi ne derse desin, bizler insanız.
Ruhumuz var! En azından bazılarımızın var.
Kaybetmiş olsak da, farkında olmasak da var.

Demek ki çıkış yolumuz ruhumuzu tekrar keşfedip sahip çıkmamızda yatıyor.
Bu nasıl olacak?
Önce bu yönde isteğimiz olacak, sonra yaratılışımız özgürlüğe doğru düze çıkmaya uygun olacak (veya Tanrı’dan aydınlanma, kolaylık dileyeceğiz!).

Basit bir alıştırma yapalım.
Akşam işten dönünce, düşüncelerinizi arkada bırakın.
Bahçeye inin, varsa balkona yoksa parka çıkın.
Dinleyin, izleyin, hissedin, kulak verin:
Güneşin kırmızı tüllerin ardından batışını.
Akşamın kuşları aceleyle uçup geceleyecekleri yerlere doğru kanat çırpışını.
Sonra önce akşam yıldızı ve tek tek lambanın yanması misali diğer yıldızlar ortaya çıktığını.
Sonra arkanıza dönüyorsunuz, Ay deli gibi yükselmiş!
Belki Mozart,Bach, Vivaldi veya Münir Nureddin bestesiyle, Rindlerin Akşamını dinliyorsunuz.
Durup tabiata kulak veriyorsunuz daha önce hiç yapmadığınız şekilde.
Uzaklardan belli belirsiz mor salkımların kokusu geliyor.
Geceye hazırlanan bir kuş ötüyor uzakta. Akşam serini iniyor.
Duyuyorsunuz, hissediyorsunuz.

Öyleyse varsınız! Ne mutlu size!


Cengiz ÖZDER
25.04.2013

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 





 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.