Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

DOĞA GERÇEKLERİNDEN Mİ?

Artık daha iyi anlıyoruz dünyada oluşan olayların birbiriyle bağlantısını, ekosistemin gücü diye düşünüyorum.

Her işimizi çözümlemeye çalıştığımız internet bazı günler çileden çıkmamıza neden oluyor değil mi? Peki hiç dikkat ettiniz mi hangi günlerde bu daha fazla… Bankada, postanede, okulda, büroda, evde… ve artık her yerde, hızından ya da bağlantı sorunlarından şikayetlerimiz zaman zaman daha yoğunlaşıyor, kızgınlığımız artıyor, kullanım güçlüğü işlerimizi erteliyor, bu kez başka tür ömürden gidiyor. Belki yoğunluk artınca alt yapı yetersiz kalınca oluyor ama benim bu konuda başka bir görüşüm oluştu, paylaşmak istedim. Havanın özellikle kış aylarında bir gün çok açık, bir gün kapalı oluşu, tekrar açıkken ve bu kez parlak olup üzerinde fırça darbeleri ile atılmış beyaz bulutlar bulunurken, akşam deprem olaylarını izlediğimde bu bağlantıyı daha iyi kurguladığımı fark ediyorum. Aynı zamanda daha sinirli ve agresif oluyoruz… Bütün bunlar yanısıra bir de kankamız bilgisayarda sorun yaşayınca düşünün neler oluyor. Zaten yaşam koşullarının giderek boğduğu dünyamız biraz daha kararıyor. Her şeye lanetler savuruyoruz. Oysa bütün bunlar doğanın savaşları… Bizler onu kendimize uydurmaya çalışırken dikkatten kaçırdığımız, incittiğimiz hatta kırdığımız ve bazen de geri dönülmez kırgınlıklar buna neden olmuyor mu acaba? En iyi anlaşma yolu nedir? “Hep benim istediklerim mi?”, “Hep senin istediklerin mi?”, “Hepimizin isteklerinin iyi bir sentezi mi?” “Güç bulunan ya da bazen bulunmak istenmeyen üçüncüsü” daha doğru değil mi?

Bir de doğum anımızla ilgili bir varsayımı, görüşlerinizi değerlendirebilmek üzere yazmak istiyorum. Doğduğunuz günün tarihine on gün ekleyip sonrasındaki dört günü, her ay aynı günlerde kendinizi test eder misiniz? (örneğin; doğum tarihim 2 + 10 = 12 + 4 = 16 yani her ayın 12-16 sı) . Diğer günlerle arasındaki farkı görebilmek için. Ancak buna yanıt vermek için değil, gerçekten anlamak için birkaç ay kendinizi ve yakınlarınızı inceler misiniz? Daha rahatsız, daha asabi, daha gergin, daha alıngan, vb. değişimi hep bu sürede yaşıyor musunuz ve çekilmez olarak değerlendirildiğiniz zamanlar hep bu günlere rastlıyor mu? Yanlış kararları hep bu günlerde mi alıyorsunuz?, vb. Bulgularınızı ama gerçek verilerinizi bu sitedeki adresimde paylaşır mısınız?

Bilim nerede kaldı, böyle şey olur mu? diyenlere sözüm, bilim, gözlemlerle elde edilen verilerin, uzun süreçte elde edilmiş bilimsel verilerle karşılaştırılması sonucunda ortaya konulacak, zamanla daha geliştirilebilecek gerçekler değil midir? İlk doktorumuz doğa olduğuna göre ve insanlar tıbba açılan yolu buradan geçerek keşfettiklerine göre insan anlaşmasında önemli olduğunu bulabileceğimiz ve bazı zamanlar birbirimizle ve özellikle yakınlarımızla anlaşma güçlüğü çekebileceğimiz bu özel günler gerçekse, daha kolay anlaşma yolu bulabilir miyiz? İsteklerimizi istediklerimize ulaştırırken acaba uygun zamanları kullandığımızda daha başarılı olamaz mıyız? Bu düşünceleri paylaştığımız uzun sürelerde elde ettiğimiz bazı verilerin bulunması, daha geniş kitlelere ulaşabilmemizi sağlayacak bu sitede paylaşmaya yönlendirdi. Sonuçların gerçekçiliğince, birbirimizi daha iyi anlayabileceğimiz bir yaşam için öneri oluşturmamıza katkı sağlayacağımız inancındayım.

Dünyada son dönemlerde yaşanan olayların acaba doğal geçişlerle bağı var mı? Yeni bir jeolojik dönem başlangıcı öncesi olabilir mi? düşüncesi gibi. İnsanlar böyle dönemlerde kendilerini daha iyi yönlendirme sanatını benimsemek istemezler mi? Psikologlarımız da, yoğun dönemlerimizde sağlıklı kalabilmenin öğretilerinden stres yönetiminin önemini belirtmekteler. Ancak kolay başarılabilecek bir yöntem olmadığı için çoğu kez başarısız olunsa da benimsenmeli! Günümüz koşulları bu yöntemin kullanılma zorunluluğunu arttırdı.

Bize sorun olabilecek yaşamsal getirileri uzaklaştırmanın yollarını ararken, kendimizi incelemeye ve doğal felaket geliş belirteci interneti izlemeye devam edelim ne dersiniz?...
Deprem için izlenen sularda ısınma, karınca hareketleri, köpek havlamaları, asabiyet, hatta uçak düşmesi, vb. gibi. Belki bazı belirteçler zararın azı ile etkilenmemizde yararlı olabilir. Belki birbirimizi kırmadan yaşanabilir...

Elemsiz kedersiz günler dileklerimle...


Prof. Dr. Güniz AKINCI KESİM
26.02.2011

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları

Neriman

 Bu kişiyel mesaj yaz

26.02.2011


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.