Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

ŞEBNEM KEÇELİ HEYKEL SERGİSİ

Mayıs ayı son günlerinde İstanbul, sanat sergileri açısından çok yoğun bir döneme girdi. Sayısız sergi içinden Ritz otelinin altındaki Ekavart Galerisinde İnci Aksoy küratörlüğünde açılan 3güdü sergisinde Şebnem Keçeli’nin eserlerini görmek fırsatı buldum. Aslında sergide Pembe Tüzüner ve Tina Varon’un eserleri de var ama ben Şebnem Keçeli’nin davetlisi olduğum, ziyaretim sırasında sadece onunla konuşma fırsatı bulduğum ve eserleri üzerinde izahat aldığım için, özellikle onun eserlerini (Yorumda hata yaparsam beni affedeceğini biliyorum!) anlatmakla yetineceğim. Çünkü sanat eğitim almadığım için, modern sanatı anlayacak sistematiğe sahip değilim ve bu durumda diğer eserleri yorumlamam uygun düşmez!

Şebnem Keçeli heykellerinde ağırlıklı olarak bronz olmak üzere aluminyum, mermer, ahşap ve demir olmak üzere çok birbirinden farklı materyallerle cesurca çalışmış. Hemen hemen eserlerin tümü iç içe geçmiş, ikicil, abstre kadın figürleri. Bu tarzın içimizdeki dürtü, istek ve içgüdülerin karmaşasını yansıttığını söylüyor.

Heykeller geleneksel kapalı formlar içermiyor, iç boşlukları var veya kadın sırtı heykelinde olduğu gibi sadece kabuk! Sanki heykellerin bir kütlesi yok gibi hissediliyor.
Sanatçı eserlerine bir isim vermemiş! Bunu neden böyle yaptığını sorduğum da, isim vermenin onları kategorize etmek gibi geldiği, eserlerin sadece kendi varlıkları ile kendilerini ifade etmeleri gerektiği gibi bir şey söyledi. (Bu konuda kendisine katılamadım, en azından izleyicilerin bu eserlere birer isim vereceklerinden eminim!)

Eserlerin içinde benim favorim-yine ismi olmadığı için yeri ile tarif edeceğim- plazanın güvenlik noktasını geçince koridorun sonunda sergi salonunun dışında görülen ve eserle bütünleşik bir şekilde aydınlatılmış olan heykel. Bir tarafında klasik formda çalışılmış aluminyum dökümden bir yarım kütle, diğer tarafta ise masif ama sıcak bir ağaç olan iraku’dan işlenmiş bir negatif profil vücut hatlarının tamamını bütünlüyor. Bir tarafta ağır metal maddi,fiziki yanımızı; diğer taraftaki boşluk ise, ruhi yanımızı temsil ediyor. Tin ve ten gibi, ying ve yang gibi. Olağanüstü dengeli ve hoş bir heykel.

Bu sergiye gelmeden önce aynı gün içinde, Taksim’de bir başka heykel sergisini gezmiştim. Ve bu sergi ile kıyasladığımda, her ikisi de soyut çalışmış olmalarına rağmen, ruh olarak büyük fark vardı. Bir önceki sergideki erkek sanatçının elinden çıkmış eserler, sanki savaşçı Mars’ın huzursuz kavgacılığını yansıtırken, bu sergide kadın sanatçıların elinden çıkmış kadın figürleri sanki salt iyilik ve barış aşılıyor gibiydi! Doğrusuya, bir erkek olarak evimde bir heykel bulunduracak olsam, bu sergiden bir heykeli tercih ederdim!

Şebnem Keçeli’nin yorumlayacağım son eseri, yine bir ikicil. Ama bu sefer bölünmüşlük yok, aynı baş üzerine kadın ve erkek figürleri klasik tarzda işlenmiş. Bir açıdan bakınca erkek, diğer bir açıdan bakınca kadın. Kadın ve erkeğin birlikteliğini, birbirlerinden ayrılmazlığını sembolize ediyor. Eser oniks bir taş bloğu üzerine çalışılmış, bloğun üst kısmında oluşumu sırasında belli ki mineral içerikli su akışı altında kalmış olacak, beyin kıvrımları şeklinde kuvars kristalleri oluşmuş. Sanatçı bunu doğal haliyle bırakarak ortak beynin karmaşası gibi görülmesini istemiş!

Sonuç: Şebnem Keçeli’nin cesareti arttıkça, daha iyi eserler çıkardığı görülüyor. Aşağıdaki link’de ise, serginin açılış günü çekilen video klibinde sergiyi ziyaret eden ünlüleri ve esprili yorumlarını izleyebilirsiniz.

Not: Sergi 5 Haziran 2010 tarihine kadar açık!

http://www.ekavart.tv/?k=1


Cengiz ÖZDER
1.06.2010

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 





 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.