Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

ANNELİĞE SIKIŞTIRILMAK

Hem cinslerimizin zor mücadelelerle haklarını elde ettikleri bu gün biz kadınlar için çok önemli. Bütün kadınların kadınlar gününü kutluyorum. Böylesine anlamlı bir günde benim için ve bir çok kadın için çok önemli bir konuyu gündeme getirmek, tartışmaya açmak istiyorum.

Evet biz kadınlar için problemler çocuk yaşlarda başlıyor. Aile için de eşitsizlikler, eğitim konusundaki ayrımcılıklar, küçük yaşta evlilikler, küçük yaşta annelik sorumluluğu bunlardan sadece bazıları. Değinmek istediğim konu yaşam şartlarına göre bir çok zorluğu aşmış, okumayı da başarmış ve hatta bir meslek sahibi olmuş kadınları yakından ilgilendiriyor. Biz kadınların öncelikleri erkeklere göre daha farklıdır. Yetkimiz, eğitimimiz, mesleğimiz, gücümüz ne olursa olsun bunları bazı şeyler için bir kenara itebiliriz. Bunların en önemlisi de çocuklarımız. Çocuklarımız söz konusu olunca akan sular duruyor pek çoğumuz için. Büyük ailelerde, akrabalarla kabalık yaşandığı zamanlarda sıkıntısının hissedilmediği bir konu, şimdilerde aileler küçüldükçe ve eğitimli kadınların sayısı arttıkça beraberinde bazı sorunları da getirdi. Bunların başında da çocuklarımızı kime emanet edeceğiz sorusu geliyor. Hem maddi hem manevi pek çok zorluğu atlatmayı başarıp, eğitimini tamamlayarak bir meslek sahibi olmayı başaran bir kadın, evlendiğinde eşiyle ilgili çalışma izni konusunu da aşmışsa, geriye belki de hiç fark edilmeyen ama aslında çok önemli bir konu kalıyor. Kadının anne olduğunda çalışmaya devam edebilmesi.

Hiç düşündünüz mü bir annenin çalışabilmesi hangi şartlara bağlıdır? Anne sütü alması gereken zamanlar da bile pek çok kadın çocuğunu beslemeyi dahi ikinci plana atıp çalışmaya başlamak zorunda kalıyor. Evde bakıma muhtaç bir çocuk varken bir anne hangi şartlarda evde çocuğunu bırakıp çalışma hayatına dönebilir? Aklın yolu bir, çocuğa bakacak birilerinin olması şart. Eğer kendi annesi ya da yakın bir akrabası vs. yoksa para verip birilerine baktırması gerekiyor. Bu durumda bakıcı gibi bir gerçekle karşı karşıya kalınıyor. Her nedense bu konu da babalardan çok hep anneleri ilgilendiriyor. Bu durumda annenin çalışması bazı şartlara bağlıdır. Öncelikle bakıcıya vereceği paradan daha fazla kazanıyorsa çalışacaktır, ya da işinden olmayı seçmeyeceği gibi iyi bir meslek sahibi olması gerekmektedir. Yani aileye katkım olsun diye az ücretle sıradan bir iş yapıyorsa, bunu çocuğunu başkalarına emanet ederek büyütmek, çocuğundan ayrı kalmak için tercih etmeyecektir doğal olarak. Üstelik bakıcı konusu da başlı başına ayrı bir yazı konusudur ki, bu konuda da çok sıkıntılar yaşanmaktadır.

İş hayatından kopmamak için bir yakını ya da bakıcı yoluyla çocuğunu büyütmeye çalışmak gibi konular bireysel çözümler ve tercihlerdir. Peki bu konuda toplumsal neler yapılmalıdır? Eğer kadının çalışması konusunu bir tercih olarak kabul ve teşvik edilecekse, çalışan kadınların çocukları için de çözümler üretmelidir. Yani iş yerlerine kreşler açmalı, açtırmalı , denetlemesini de yapmalı ve yaptırmalıdır. Tabi bunların saatleri annelere göre ayarlanmalı demeye bile gerek yok. Kadın işinden saat 8’de çıkıyorsa 5’e kadar açık olacak bir kreşin anlamı olamaz. Bir kadının verimli çalışabilmesi çocuklarının sevgi ve güven ortamında olduğundan emin olmasından geçer. Bu tartışılamayacak kadar gerçektir. Eğer çalışan kadın çocuğunu güvenli ellere bırakamayacaksa; yok kız çocukları da okusun, meslek sahibi olsunlar, kadınlar da üretimde olmalı vs. gibi söylenenlerin hepsi anlamını yitirecektir. Üniversitelerimiz okuyan kız çocuklarıyla dolu, istisnalar hariç hemen her okulun kız erkek sayısı eşit gibi, fakat bakıyoruz çalışan kadın sayısı çok az. İşte bunun nedeni çocuklarını bırakabilecekleri kimsenin olmaması. Hem kamu hem de özel sektörün süratle bu konuyla ilgilenmeleri, işyerlerinin çalışanlarının çocuklarını emanet edebilecekleri alt yapıları hızlıca oluşturmaları gerekmektedir. Tabi bu bir ticari sömürüye dönüşmeden, soruna çözüm üretmek anlamını taşımalıdır. İşte bu sorun çözüme kavuşturulursa, o zaman kız çocuklarının okuması, eğitilmesi, iş hayatına kazandırılması daha çok anlam ifade edecektir. O zaman anne babalar da, çocuklarına yapacakları eğitim masraflarının gereksiz olduğunu düşünmeyeceklerdir. O zaman üniversiteyi bitirmiş eğitimli kadınlarımız kendilerini çaresiz, ya da çalışmakla çocuklarına bakmak arasında her hangi bir tercih yapmak zorunda hissetmeyeceklerdir. O zaman kadınlarımız da tüketim yerine üretim tarafında olabileceklerdir. O zaman kadınlarımız kendi kız çocuklarının da okuyup meslek sahibi olmaları konusunda taraf olabileceklerdir. İşte o zaman toplumda kadın erkek her iki taraf da olması gerektiği gibi birbirimizi eşit görebiliriz. Kadının çocuklarına bağımlılığına toplumsal çözümler üretilemedikçe, sorunlar birbiriyle bağlantılı olarak ve birbirini tetikleyerek devam ede gelecektir.

Öte yandan yine ülkemizde fazla gündemde olmayan bir konu var. Bu da yarım gün ya da belirli saatler çalışmak. Bu konuda da gerek kamusal alanda, gerekse özel sektörde iş alanları yaratılmalı, çocuklarının okulda olduğu saatlerde çalışmak isteyen kadınlara iş olanakları sunulmalı. Örneğin son yıllarda açılan bir sürü alış-veriş merkezleri var. Sabah 9-10 gibi açılıp gece 22-23 ‘e kadar açıklar. Pek çok anne çocuklarının okul saatlerine göre alış-veriş merkezlerinin çeşitli alalarında çalışabilir, tüketici konumundan üretici konumuna geçebilirler. Bunlar hızlıca aklıma gelenler. Daha bir çok alanda saatlere göre düzenlemeler yapılarak , her eğitim düzeyinden kadınlarımız üretim alanına dahil edilebilirler.

Kısacası gözümüz arkada kalmayacak şekilde çocuklarımızı büyütebilmemiz için uygun çalışma saatleri ve çocuklarımızı emanet edebileceğimiz kreşler, okullar istiyoruz. Çocuklarımızın sağlıklı birer birey olabilmeli için, sağlıklı koşullarda büyümeleri gerekir. Çocuklarımızın bakımı üretime katılmak için bir engel olmaktan çıkarsa işte o zaman bütün kadınlar okuyacaktır, çalışacaktır, üretime katkıda bulunacaklardır. Söz sahibi olmanın yolu bile üretimden geçiyorsa, üreten kadınlarla toplumsal eşitliğe daha da yaklaşılacaktır.


İlknur ERŞAHİN ÇAKICI
8.03.2012

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.