TV İZLEYİCİSİ
TV’ler bir anlamda ülkenin aynasıdır. ‘O ülkede ne var ne yok, insanlar nelerle meşgul, haberlerde öne çıkan gündem nedir?’ gibi konulara bakarak, o toplum hakkında bir fikir sahibi olmak mümkün. Gerçi ben pek hasta bir dizi fanatiği, sıkı bir TV izleyicisi sayılmam (biraz seçiciyimdir). Ama geçenlerde bir soğukalgınlığı nedeniyle istirahat zorunluluğundaydım; bir kanal açtım, izlemeye koyuldum.
Önce haberler okundu; tuhaf ama bir tane bile kızgın siyasetçi çıkıp, beğenmediğine giydirmedi. Ülkede haber mi az nedir?, bültenlerin yarısı dış dünya ile ilgiliydi. Sonrasında ülkede yaşayan yabancı gazeteciler bir oturumda dünya sorunlarını tartıştılar. Dünyanın çeşitli yerlerindeki insan hakları ihlalleri, üçüncü dünya ülkelerindeki rejim değişikliklerinin sancıları, nükleer silah sahibi olmak isteyen hırslı dikta rejimleri ile ilgili gelişmeler ve hatta adı lazım değil bir ülkedeki, tutuklulukları cezalandırmaya dönüşmüş olan muhalif gazetecilerin durumu bile konuşuldu.
Sonraki program yaşam keyifleri ile ilgili, doğa ile barışık bir yaşam sürdüren bir kadının değişen mevsimler boyunca bahçesinde ailesi için neler ürettiği, ne güzellikler yarattığının anlatıldığı huzur verici bir dizi idi. Devamında bir gurme, misafiri ile yerel lokantaları dolaşarak güzel yemek keşifleri yaptı. Aşçı ile çekişmelerinin konusu tadım yaptıkları bir yemekte fesleğen baharatının olup olmaması konusuydu.
Bir sonraki program ülkeyi ziyaret etmekte olan bir oda müziği topluluğunun konseriydi. Konserden bir bölüm izletilmeden önce sanatçılarla kısa bir sohbet edildi. Klasik müziğe gösterilen bu ilgi, bu sevgi saygı hoşuma gitti. Evrensel müziğin anlaşılabildiği, dinlendiği toplumlar genelde evrensel arenadaki yarışta başarılı olan toplumlar oluyorlar.
Kadın programı başladı, tarımda, sanayide, hizmet sektöründe üretimdek her kademeden kadınlarla konuşuldu; hepsi yaptığı işi severek ve bilerek yapan, kendini ifade etmeyi bilen, sofuluk tarafından baskılanmamış özgür bireylerdi. (Sonuç olarak, kadının iş hayatına karışıp ürettiği ülkeler, refah yolunda ilerlemiş oluyorlar.)
Gün boyunca aynı kanalı defalarca açtım, doğa belgeselleri, mamur park ve bahçelerin tanıtıldığı programlar izledim. Çevre duyarlılıkları ve bilinci yüksek olan küçük öğrenciler kendi çevrelerinde toplum için nasıl küçük farklılıklar yarattıklarını gösterdiler ki, muhteşemdi.
Şimdi hafiften kızmakta olduğunuzu hissediyorum; ‘Sen nerede yaşıyorsun?’ ‘Yoksa sen her şeyin güllük gülistanlık olduğunu iddia eden sıkı bir iktidar yanlısı mısın? (yazarın, bizden ve ötekiler gibi sıfatlarla kategorize eden bir anlayışa karşı olduğunu belirtmem gerek!)’ diyeceğinizi biliyorum. Sizi fazla yormayayım: izlediğim kanal, Türk kanalı değil! Japon NHK World TV kanalı. Yani sözkonusu ülke Japonya!
Eğer barışı, ahengi ve sadelik açısından bir haiku şiiri minimalizmini, duygusal açıdan da kiraz çiçeği zamanındaki iyicil coşkusuyla Japon kültürünü seviyorsanız ve İngilizceniz yeterli ise, (veya yeterli olmasa da kullanılan basit İngilizce size lisan pratiği yaptıracak) bu kanalı izlemenizi öneririm. Program Türksat uydusunda. İnanın farklı ve hoş bir dünya!
Cengiz ÖZDER 3.03.2012
Yazarın Tüm Yazıları... - Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|