BEŞİKTAŞ KÜLTÜR MERKEZİNDE OTHELLO BALESİ

İstanbul Devlet Opera ve Balesinin Othello balesini, Beşiktaş Fulya Gösteri Merkezinden izledik. Yeni, geniş ve modern bir salon. İstanbul’un kültür ve sanat yaşamına çok gerekli bir katkısı olacağına hiç şüphe yok! Çünkü AKM kapalı, Avrupa yakası seyircisi için çok gerekliydi.
Çünkü Kadıköy Süreyya salonu çok küçük ve talebe yetmiyordu.
Yapanlara, İstanbullu sanatseverlerin kullanımına açanlara, emeği geçen herkese teşekkür ve tebrik borçluyuz!

Ama bu arada söylemeden de geçemeyeceğiz, bütün bunlara rağmen sahne bir bale göşterisi için küçük geliyor. AKM’ deki geniş döner sahne ve canlı müzik yapan orkestra havuzunu arıyoruz. Biliyorsunuz, AKM konusu kangrene dönüştü yıllardır anlamsız bir kör döğüşü devam ediyor.
Bürokrasi başlangıçta ‘yıkalım, yeniden yapalım!’diyordu. STK’lar ve karşı düşüncede olanlar ‘şehrin sembollerinden birisi ortadan kalkacak!’ diye karşı çıktılar. Sonuçta tam yapıcı bir sürece yönelip, ‘yenileme’ çözümü yürürlüğe girerken, bu kez sanatçıların sendikası mahkemeye verdi, yürütmeyi durdurdu. Ama sonuç hiç iyi olmadı, proje kilitlendi, ülkenin kültür ve sanatı kaybetti.
Neden bindiğimiz dalı kesiyoruz?
Artık yetmez mi bu kadar inat! Yapıcı olmanın ve özverinin zamanı gelmez mi daha? (Bir Şekspir dizesindeki gibi devrik cümleler kurdum belki ama şaka değil, bu yakınma bütün sanatseverlerin ortak vicdanından gelmektedir!)

Othello çoğumuzun bildiği gibi bir Şekspir klasiği. Kıskançlık, ihanet, kötülük ve öfke üzerine kurulmuş bir trajedi. Mağrip asıllı siyahi güçlü Venedikli komutan Othello, sinsi ve kötü yürekli danışmanı İago’nun sinsi tuzağıyla, güzeller güzeli karısı Desdamona’nın kendisini yaveri Cassio ile aldattığı şüphesi ile girdiği kıskançlık krizinde karısını öldürür. İagonun karısı olan Emilia gerçeği açıklayınca o da kocası tarafından öldürülür, Othello acıya dayanamayıp, eşinin başı ucunda intihar eder.

Bu kadar kısa özetledik çünkü oyun bir bale ve burada sözler değil görsellik önemli.
Oyunun tiyatro metnindeki o Shakespeare’in muhteşem kurgusu, dehası ve her bir tiradda haykıran o bilgelik, varsın balenin güzelliği için olmasın!

Varsın Othello gibi Gotik bir konu baleye uymuş mu diye soran olursa olsun!
Değil mi ki Guiseppe Verdi ve Galasso müziğini yazmış (Işık Noyan’da bir libretto eklemiş).
Uğur Seyrek’in kareografisi ile çok kalabalık, nitelikli, yetenekli, işini severek yapan bir sanatçı grubu bu gösteriyi, bu güzelliği ortaya çıkarmış, sonuçta gelin hep beraber bu oyunu alkışlayalım.!

Perde arasında kuliste, diğer bazı izleyicilerle sohbet ediyorduk. İnsanlar, AKM’nin hala kapalı oluşundan hareketle, genelde evrensel klasik sanata yabancı olan iktidarın bale ve opera gibi sanat dallarına karşı olumsuz yaklaşımı olup olmadığından tedirgindiler.
İçlerinden birisi ise, karamsar olmamak gerektiğini, bardağın dolu tarafında artan seyirci ve izleyici sayısı olduğunu belirtti.

‘Yıllar öncesinde bu oyunlar yarı yarıya boş salonlara oynanıyordu’ dedi.
Çok haklıydı, artık gösterilerin biletleri neredeyse bir ay öncesinden tükeniyordu.
En azından sanatsever ve sonuçta sanatçı sayısının artması iyi bir gelişme.
Bizi ileri ve uygar ülkeler sınıfına götürür!


Cengiz ÖZDER
31.01.2011

Tweet

Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 

Okuyucu Yorumları