|
TEMİZ EV
İstanbul Devlet Tiyatrolarında sahnelenmekte olan Temiz Ev adlı oyunu, Beykoz Ahmet Mithat Efendi sahnesinde izledik. Bu sahne Üsküdar ve Beykoz’da oturanlar için ulaşılması kolay, park yeri sorunu yaşanmayan, oldukça yeni bir tiyatro.
Temiz Ev, Amerikalı genç kadın yazar Sarah Ruhl tarafından kaleme alınmış. Eleştirmenler S.Ruhl için gelecek vadeden zeki bir yazar yorumu yapmışlar. Zaten bu oyunu 2004 yılında en iyi İngilizce oyun yazan kadın yazara verilen Susan Smith Blackburn ödülünü almış. 2005’de ise Pulitzer ödülüne aday gösterilmiş. Jilet kadar keskin bir tiyatro anlayışı olduğu ifade ediliyor!
Oyunu Kubilay Karslıoğlu ve Atilla Şendil yönetmiş, Sema Çeyrekbaşı,Simay Küçük,Gülseren Gültunca, Levent Güner ve Neslihan Arslan rol almışlar.
Konusuna gelince: oyun, Amerika’da kendilerini olduğu gibi işlerine ve mesleklerine verdikleri için ruhlarını ve birbirlerine olan sevgilerini kaybetmiş bir çift (Lane ve Charles), onların ev yardımcısı uçuk, stand up komedyeni olmak hayalleri olan Mathilde ve Lane’in kız kardeşi Virginia etrafında geçen, romantik ve duygulu bir komedi.
Brezilyalı göçmen Mathilde, bunalıma girer ve ev işlerini yapmayı keser. Onun ilaçlarını aldığını zannedip bir süre daha idare etmiş olan Lane tam artık ona yol vermek üzereyken, Lane’in temizlik takıntısı olan kardeşi Virginia devreye girer. Yalnızlıktan ve işsizlikten sıkılan Virginia sadece zeki Matilde’in arkadaşlığı karşılığında onun yerine evin temizlik ve bakımını gönüllü yapar.
Süre geçer, Lane tam olup biteni anlayıp Mathild’i gerçekten kovduğu sırada kocası Charles’ın onu terkedip başka bir kadınla, hastası Ana ile birlikte olduğu ortaya çıkar. Charles Ana’da yaşam sevinci, aşk ve sevgi bulmuştur. Aldatılmış, terkedilmiş ve acılı olan Lane, istemese de kocası ve onun yeni sevgilisi ile yüzleşmek zorunda kalır. Hesaplaşmaları soylu ruhlarına yakışır şekilde edepsizleşmeden, birbirlerini paralamadan yapılır.Yaşam dolu ve iyi kalpli Ana, Virginia’nın bile kalbini çalar. Mathilde ise her iki evde birden çalışmayı sürdürürken, bir yandan da hep en iyi komedi esprisini bulmaya çalışır. İnsani açıdan noksanlarının farkına varan Lane, ablası ve yardımcısı ile daha önceden hiç kurmadığı bir arkadaşlık ve sevgi keşfeder.
Bu arada Charles ve Ana beraberliğinde kara bulutlar belirir, Ana kanser olduğu halde tedaviyi sürekli red etmektedir. Çaresiz Charles sözde kanser ilacı mucizevi ilacı bulmak için Alaska’ya kaçtığında, hastalığının son aşamasında olan Ana’yı Lane yanına alır.
Hep aradığı o ‘mükemmel espri’yi bulan Matilde, gülerek ölmek istediğini söyleyen Ana’ya ‘anadilinden başka bir dilde tercüme edilirse bozulur’ dediği esprisini fısıldar; Charles elinde ilaç yapacağı ağaçla döndüğünde, Ana artık mutlu olarak son nefesini vermiştir. Kalanlar ise (üstü kapalı olarak); affetmek, şefkat, sevgi ve içtenlik gibi erdemlerin vurgulandığı bir son yaşarlar.
Bu romantik komediyi özellikle kadınlar çok sevecekler.
Ama erkekler de iyilik üzerine sağlam mesajı ve düzgün oyunculuk için kaçırmasınlar derim! Gerçi konusunu olduğu gibi aktarmış olsam da aldırmayın. Sonuçta çoğu klasik oyuna, konusunu bilerek gidiyoruz; meraklılarının ise, repliklerini bile ezbere bildikleri oyunları izlediklerini görüyoruz!
Cengiz ÖZDER
30.12.2010
 Yazarın Tüm Yazıları... -  Yazar'a mesaj yaz
-
Yorum Yaz
|
|
