Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

KASIM AYINI UĞURLARKEN

Kasım ayı iki önemli fuarla yılı kapadı. Biri 20. İstanbul Sanat Fuarı ARTİST2010 İSTANBUL diğeri COMTEMPORARY 2010 İSTANBUL

20. İstanbul Sanat Fuarı her sene olduğu gibi reklamı az bir sezona merhaba dedi. Bu yıl ARTİST2010 İSTANBUL sanat fuarında 7.8.9. Salonlarından oluşuyordu.

Bu salonlardan 7. Ve 8. Salonlar en dikkat çekici çalışmaların yer aldığı salonlardı. Üniversitelerse bu yıl daha çok 9. Salonda yer almışlar.

Fuarda bir kalite yakalanmaya çalışıldığı gözlemledim. Önceki yıllara göre salonlara daha fazla önem verildiğini görüyorum. Yurt dışındaki galeri katılımlarının her geçen yıl artığı görülüyor. Bu yıl daha da fazla sanatçı inisiyatiflerinin katılması memnunluk verici.

Fuarda en çok dikkat çeken durgunluk, izleyicinin az olması. Sebepleri fuar yönetimi tarafından etraflıca düşünülmeli. En önemli sebeplerinden biri; Kitap fuarı kadar reklamının yapılmaması oysa reklam tüm sanatsal organizasyonlarda önemli bir yeri sahiptir. Plastik Sanatların en başarılı en güzel örneklerini de yapsanız kimsenin sizden haberi yoksa sesinizi duyuramazsınız.

Sanatsever halkımız fuarın beklide farkında bile değil, fuara şüpheyle yaklaşıyor. Kendini böyle bir fuara uzak hissediyor. Fuarda resimlerin ve heykellerin satıldığını bilmiyor. Üstelik böylesi değerli ve kıymetli sanatçıların eserlerine sahip olmanın verdiği hazzı yaşaması gerek.

Halkın rahatlıkla fuarı dolaşarak, burada bulunan eserleri satın alabileceği düşüncesini oluşturmak lazım. Bu düşünce yapısını geliştirebilmek için sanatla halkı yakınlaştırmak gerekiyor. Bunun için kapsamlı araştırmalara, konuyla ilgili beyin fırtınasına bekli de çok ihtiyaç var.

Ancak fuarın müzeye benzer bir havası var. Fuarda çeşitli performanslara daha fazla video artlara, enstalâsyonlara yer verilmeli. Örneğin İstanbul’daki pek çok kamusal alanda çeşitli performanslar düzenlenebilir, Tarihi ve Turistik noktalarda çağdaş sanat sergileme platformlarına dönüştürülebilinir. Mesela yurt dışındaki önemli galerilerle görüşülerek ARTİST2011 İSTANBUL fuarına katılmaları sağlanır. Fuar o zaman durgunluktan kurtulacak reklamıyla da sanatseverleri kendine çekecek ve satışlarıyla hem sanatçıyı hem de sanatseverleri mutlu edecektir. Fuarın kalitesi artacaktır. Bunun için Avrupa’daki fuarlar incelenebilir. Örneğin ART BASEL

ARTİST2010 İSTANBUL Fuarında en çok dikkat çekici stantlardan biri” Barış Duvarı Projesiydi”. 32 ülkeden 81 Sanatçı katılımıyla gerçekleşen,sergi ve etkinliklere katılan sanatçıların“ Barışın Biçimleri” teması üzerine hazırladıkları çalışmaları:“Mavi Aşk “,Beden Performansı; Hormone Sekine Müzik-Shamisen : Wakan Yoshiaki Saotome,, “Nehirdeki Yansımamız“Dans Performans: Alper Akçay,Müzik-Keman : Utku Barış Andaç, Etkileşimli Workshop / Sanatçılar / İzleyenler, Tema: “ Barış İçin Çiz, Boya “,“Mavi Aşk “,Beden Performansı; Hormone Sekine, Müzik-Shamisen : Wakan Yoshiaki Saotome, “Nehirdeki Yansımamız“ Dans Performans: Alper Akçay,Müzik-Keman: Utku Barış Andaç, Etkileşimli Workshop / Çocuklar / Sanatçılar, Tema: “Nasıl Barış İçinde Yaşarız “Etkileşimli Workshop / Gençler / Sanatçılar, Tema: “ Savaş ve Barış Paradoksu “,Etkileşimli Workshop / İzleyenler / Sanatçılar, Tema : “Savaş ve Barış Paradoksu “,

Her gün gerçekleşen çeşitli performanslar, sanatseverleride bu performanslara dâhil etmeleri halkı sanata yakınlaştırdı. Fuarın bu tip organizasyonlara ihtiyacı var.Fuarda yer alan afişleri, çeşitli performanslarıyla bu fuara renk katmıştır.

Comtemporary İstanbul 2010

B salonuyla giriş yaptığım fuarda en çok dikkat çeken izleyiciye yetmeyen salonlardı. Açılış, reklamlarıyla ve katılımcı sanatçıların güzel sunumlarıyla dikkat çeken Comtemporary 2010 Kasım ayında gerçekleşti. Dört gün süren fuarın 2011 yılında 7 gün olmasını diliyorum. Bu yıl 43 Türk, 37 yabancı olmak üzere 80 galeri 15 müze ve kurum etkinlikte yer aldı.80 stantta tüm dünyadan 420 sanatçının eserleri sergilendi.

Comtemporary 2010 yabancı galerilerin katılımının çok olması dolayısıyla, farklı tarzları bir araya getirmesi açısından Türk Sanat piyasası açısından önemli bir yere sahip. Geniş katılımcı listesi, genç ve nitelikli sanatçılara yer vermesi fuarın önemini vurguluyor. Galeri ağırlıklı olması ve sanatçı insiyatiflerine yer vermemesiyle dikkat çekiyor.

B salonunda Galeri X-İst’de genç sanatçılardan karma bir sergi vardı. Çalışmalar dikkat çekiciydi. Çağla Cabaoğlu Galeri’nin standında çok ilginç çalışmalar gözleniyordu. Harun Antakyalı,Lolita Asil,Ertuğrul Ateş,Beyza Boynu Delik,Güneş Çınar,Gökhan Deniz, Alev Gözonar,Fatmagül Karadeniz,Günseli Kato,İbrahim Koç,Hüsamettin Koçan,Yaşam Şaşmazer,Mehmet Ulusel,Timuçin Unan ‘dan oluşan eserler vardı. Art From Berlin Standında Almanya’dan katılan sanatçıların çalışmaları görülmeye değerdi. Geniş bir alanda sanatçılarının eserleri sergileniyordu.

Art From Berlin “Berlin merkezli galerilerin, bütün dünyada uluslar arası sanat piyasalarında bir araya gelmesidir “diye açıklama yapmışlar. Umarım İstanbul’daki Galerilerde böylesi büyük bir birlik oluşturarak İstanbul merkezli galerilerle uluslar arası sanat piyasalarında sanatçılarımızın tanıtımında ve ülkemizin tanıtımlarında yer alırlar.

İngiltere’den katılan Xerxes galerisinde Ali Adjalli’nin kaligrafi çalışmaları, kaligrafi sanatçının elinden adeta bir resme dönüşmüş hatta heykele dönüşmüştü. Kullandığı etkileyici renklerle çalışmaları çarpıcıydı.

Almanya’dan katılan Galeri Purrmann sanatçı Andreas Lutherer çalışmalarında İstanbul’da yürüyen insanları cam altı yüzeye karışık teknikle yerleştirmiş olması çalışmalarını ilgi çekici kılmıştı.

Olcay ART Galeride Prof. Devrim Erbil’in eserleri görülmeye değerdi. Minyatürlerden yola çıkarak yapmış olduğu muhteşem manzaralar insanı bambaşka diyarlara götürüyor.

Galeri Artist’den katılan Zekine Kundukan’ın karışık teknikle yapmış olduğu heykelleri fuara renk katmıştı.

Galeri Baraz Ahmet Güneştekinin eserleriyle doluydu. Ahmet Güneştekin ‘in sanatının temellerini Anadolu’nun zengin mirasından alması, felsefesi, özgün resimleri, kapıları, heykelleriyle, sadece Türkiye’nin değil evrensel bir sanatçı olduğunun da göstergesidir. Ahmet Güneştekin’i eşiz eserlerini artık Avrupa ve Amerika’nın sanat dünyasında da görmek istiyoruz.

Salon A ‘da dikkat çekici eserlerden biri de Ütopya Platform’da Gazi Sansoy’un Minyatürler içindeki çıplak figürlerden elde ettiği yarı politik minyatür resimleriydi. Tüm sanatçılarımızın artık uluslararası tüm önemli fuarlarda eserleriyle yer almasını canı gönülden arzu ediyorum. Tüm sanatsever dostlara sanatla dolu günler diliyorum.


Aylin MENEKŞE
6.12.2010

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 









 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.