Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

ÇÖL KRALİÇESİ (THE QUEEN OF THE DESERT) – FİLM ELEŞTİRİSİ

Bu kez kritiğini yazacağımız film, 20 yüzyıl başlarında Osmanlı çökerken, Ortadoğu haritasını çizen esrarengiz, olağanüstü güçlü bir kadın olan GertrudeBell’in hayatının hikayesi olan ‘Çöl Kraliçesi’. 2015 yılı yapımı olan bu filmi neden şimdi yazıyorsun diyenler için şöyle diyebilirim: ben bu filmi yeni izledim! (Şu fıkrayı bilenler için hatırlatayım: Mişon arkadaşı Hans’a yersiz, zamansız bir anda şiddetli bir tokat atar. Hans şaşkın; ‘n’oluyor ne yaptım ben sana da tokat atıyorsun?’ Beriki cevaplar; ‘duydumki siz Almanlar biz Yahudileri katletmişsiniz? Hans: ‘Ne yani bu uzun zaman önce olmuş!’diye yakınır. Olsun ben yeni duydum’ diye cevaplar Mişon) Durum bu yani.

Film ünlü yönetmen WernerHerzog tarafından yazılmış ve yönetilmiş. Herzog bol ödüllü kült filmler yönetmeni. Yönetmenin filmografisine bakıldığında onun hiç kitlelerin seveceği gişe filmleri yapmadığını görürüz. Örneğin Aguirre ve Fitzcarroldo filmlerinin ne kadar izlenmesi güç filmler olduğunu meraklısı bilir. Bu filmde aksine seyyah, yazar, arkeolog ve siyasi ateşe GertrudeBell’in renkli karakterine koşutönceki filmlerine benzemeyen bir macera kurgusu, dramatik bir yapı kurmuş.

GertrudeBell Nicole Kidman tarafından canlandırılmış. Ümitsiz aşığını James Franco, ünlü casus T.E.Lawrence’i Robert Pattison ve komutan rolünde DamianLewis oynamış.
Filmin düşük Imdb puanına boş verin yani. Film yüksek sinematografisi, çöl manzaraları, başarılı oryantal atmosfer ve Nicole Kidman güzelliği ile keyif veriyor.

Şimdi film eleştirisini kısa kesip, konunun bizde bıraktığı duygular ve düşünceler üzerine konuşalım. Bu film 50 yıl öncesinin ünlü Arabistan’lı Lawrence (Lawrence of Arabia)filmi kadar iz bırakıcı. Peki bu iki dönem filmi neden bu kadar iz bırakıyor, neden bizim ilgimizi çekiyor derseniz, tarih ve coğrafya yüzünden derim. Her iki film de Osmanlının dağılma döneminde Ortadoğu çöllerinde yeni emperyal güçlerin hazine sandığını paylaşma öyküsü olduğu için derim. Filmlerin her ikisinde de bitmek tükenmek bilmeyen kabile savaşları yanında, Osmanlı asıl hasım ve düşman.Gerçi bu son filmde Osmanlı ile savaş konusu yansıtılmamış ama savaş öncesi istihbarat çalışması,kabilelerle kurulan ilişkiler, bağlar konu ediliyor.Her zaman gerçekte bir kadın nasıl bu derecede sınırları çizebilecek ölçüde etkili ve güçlü olabilir sorusu akla gelir.
Cevabını filmde 1914 yılında Kahire’de İngiliz komutanlığında Winston Churchill(o zaman donanma bakanı) ağzından anlarız. Churchill: ‘Savaş sonrası, geleceğin krallarını biz belirleyeceğiz. Bunlar kim olacak?’diye sorar erkanına. ‘GertrudeBell’ diye cevaplar komutan ve diplomatlar. ‘O bütün kabile şeflerini ve prensleri tanır.’ (Gerçekte G.Bell W. Churchill’in uzaktan akrabasıdır, resmi görevli bir ajan olmasa da, her hareketi takip edilmekte ve sevgilisi komutan Richard’a yazdığı mektuplar sonuçta rapor olarak değerlendirilmektedir.)

Gerek Arabistanlı Lawrance, gerekse Çöl Kraliçesi filminde işlenmiş olan konu, sona yaklaşmış, topraklarda otoritesini kaybetmiş Osmanlı’nın topraklarda stratejik hırsı olan Britanya imparatorluğu karşısında durumu. Filmleri izledikten sonra aklımızda ‘buralarda neden kaybettik!’ türünden sıradan bir çemkirme doğabilir.Neden böyle oldu sorusunun cevabını aslında GertrudeBell karakteri veriyor. Gertrude adım adım Ortadoğu’yu geziyor(Osmanlının otoritesi öyle zayıf ki, arasıra önüne çıkan Osmanlı güvenliğine sahte bir belge gösteriyor!), kabilelerle ilişki kuruyor, güvenlerini kazanıyor, onları kayıt ediyor, fotoğraflarını çekiyor. Hem gerçek, hem de mecazi anlamda. (Örneğin bir Osmanlı subayı takımı ile poz verirken, aslında askeri donanımının belgelediğinin farkında değildir!)Gertrude çöl halklarının, bedevilerin, yerleşik veya yarı göçebe kabilelerin, tehlikeli Dürzilerin, entrikacı yerleşik yönetimlerin, sonradan kral olması muhtemel genç prenslerin olduğu bir tablonun resmini çıkarıyor.

Böyle idrakler de sonuç olarak güç doğuruyor. Hatta aynı güçlü idraklar olaylardan bir asır sonrasında da devam ettiğinden, karşı taraf oturmuş tarihi yazmış figürlerin öyküsünü kaleme alıp, hikaye ediyorlar, film yapıyor! Biz ise TV ekranında inandırıcılık konusunda hiç dikkat gösterilmemiş hamasi yapımlardan öteye geçemiyoruz kendi dünyamızda. Ama üzülecek miyiz, hayır. Bizler de okumalı, izlemeli, anlamalı ve ders çıkarmalıyız. Yabancıların gözünden de olsa ders çıkabilir.
Çocuklukta o ünlü Lawrence filmi çıktığında, filmin bizde gösterimi yasaktı ama gazete ve dergilerde eleştirileri sayfa sayfa yayınlandığında, film bizleri şöyle küçük düşürüyor, kötülüyor, kayıplarımızı hatırlatıyor diyen yorumcuların etkisi ile Lawrence karakterine ve filme kızgınlık duyuyordum. (Aslında Arabistanlı Lawrence filmi tam anlamı ile Türk karşıtı sayılmazdı. Filmin son sahnelerinde, Şam’da hain ayrılıkçılar tarafından hastanede açlık ve susuzluktan ölüme terkedilen askerlerimizin dramı yansıtılıyordu!)Ama şimdi akıl çağında önemli olan şeyin anlamak, idrak etmek olduğunu biliyor ve artık Çöl Kraliçesi filmindeki öyküyü içerlemeden izleyebiliyorum. Örneğin Şam’da kurnaz İngiliz konsolosununönce gazetelerde sahte at hastalığı haberleri çıkarıp, sonra veteriner kılığında Türk garnizonuna giderek, en değerli atı hasta diye ayırıp götürmesi ve çalması çakallığını kişisel algılamıyorum artık.

Bu film eminim zeki bir Harp okulu veya siyasal bilgiler hocası tarafından, öğrencilerine izletilecektir. İyi ki sinema var.


Cengiz ÖZDER
29.12.2019

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 



 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.