Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

 

 

HAZİRAN VAKTİ…

Kendimden beklemezdim hiç, böyle yıkılınca kalkmayı
Korlardan geçip yana yana, ateşi yeniden yakmayı
Sınandım nelerle sevinçle kederle,
Çıktın geldin haziran vakti, bende çiçeklendim yine
Aşk yeşerdi yüreğimde.
Gözünde neşe yüzünde bahar, sımsıcak can parçam.
Yanında eski karalarım da var…
Çıktın geldin haziran vakti, bende çiçeklendim yine.

Nilüferin bu şarkısını ne zaman duysam avaz avaz bağırarak söylüyor, hem ağlıyor hem de gülüyorum.
Çıktın geldin haziran vakti, bende çiçeklendim yine…

Ve şöyle diyorum; haziran ayında her ne kadar canımdan can kopsa da, ellerimden kayıp gitseler de çok sevdiklerim, Tanrım kopan can’ların sınavından beni güzel sıcak parçam Can’la ödüllendirdi.

Meleklerim rüyama girip bana mesaj verirken dünyalar güzeli prensesim Neylan’ımı görevlendirdiler. Bembeyaz elbiseleri ve tüller içinde yumuk yumuk ellerini bana doğru uzatarak mesajı verdi.

Kendimden beklemezdim hiç, böyle yıkılınca kalkmayı…

Öyle anlar var ki, insanın ‘kal’ olduğu elinin kolunun bağlandığı. Sadece tevekkül olup dualarla, inandıkları ile baş başa kaldığı. Etrafı kalabalık olup aslında çok yalnız olduğu.

Kendini tekrar gözden geçirdiği, yapmak istediklerini yapamadıklarını, ertelediklerini, sevdiklerini sevmediklerini, söyleyebildikleri ve içinde kalanları düşündüğü.

Bir yandan direnip, bir yandan sütten çıkmış kedi gibi kalakaldığı. Ağlamak isteyip ağlayamadığı boğazının acısını hissederek daha da acısın diye sıktığı, o acı ile boğuşmayı. Ama hep tevekkülle kaldığı. Ama hep inançla dirildiği.

Biliyorum ki hayat çok kısa, hayat aslında ‘an’. İşte bu nedenledir ki ben sevdiklerimi söylerim asla çekinmeden, gösteririm, dokunurum, hissederim bir daha yapamazsam diye… İşte bu nedenledir ki hayatı severim, bir çok şeye atlar zıplar severim bir daha sevemezsem diye…

Ertelemediğim tek şey sevgidir benim, aşk’dır, yıkılmayı göze ala ala. Varsın anlamasınlar beni ben sevdim ya ….

Çıktın geldin haziran vakti… Bende çiçeklendim yine.

Bütün yaşanmışlıklarımın ardından giden değerlerim, yaşadıklarım çok sevdiklerim hakikaten çok sevdiklerim…

İllaki Aşk diye bağırmalarım, coşmalarım hep çok güzel sıcacık bir ailede yetişmenin ardından çok erken kayıpların sonuçu.

Ya tam hissettiremediysem ya bilmiyorsa çok sevildiğini endişesi. Asla gurur yapılmaması gereken duygu sevgi, aşk.

Sevmek kadar zoru başarmak var mı bu dünyada? Birinin gönlüne girebilmek, gönlünde olabilmek hak ederek. Sıcacık kalp çarpıntısı, pozitif enerji dağılımı.

Çıktın geldin haziran ayı… Bende çiçeklendi yine.

Karma karışık duyguların yaşandığı bir ay haziran bende. Ama biliyorum ki, her an her yerdeyiz. Görmek, dokunmak çok güzel ama hissetmek de bir o kadar güzelmiş.

Sevdiklerinin yanında olduğunu hissetmek, gece başını yastığa koyduğunda rüyalarında onlar ile olmak….

Hayata nasıl inanırsan ve bakarsan; sana öyle bakıyor artık bunu biliyorum. Delilik mi bu bilmem nasıl değerlendirilir onu da bilmem ve umurumda da değil. Ben tüm sevdiklerim ile, hayatıma var olan tüm aşklarımla, kelebekler, çiçekler böcekler ile Allah ömür verdikçe yaşayacak sonra vade dolunca bu dünyada ki görevim bitince de renkli mi renkli, neşeli, deli bir KELEBEK olarak yine dolaşıp duracağım.

Kardeşliğin paha biçilmez değerini öğreten Canım Kardeşim, Sırtımı yaslayacak en güvenilecek limanım, ilk kavalyem Kıymetlim Babam nurlarda uyuyun.

Haziran ayında hayatıma giren, yüzümü güldüren, kalbimi aşkla attıran varlığım Can oğlum Aslan Murat’ım; Allah uzun ömürlerle, sağlıklı, başarılı, neşeli günlerle doldursun her yaşını. Uzun yılların olsun.

Kendimden beklemezdim hiç, böyle yıkılınca kalkmayı
Korlardan geçip yana yana, ateşi yeniden yakmayı
Sınandım nelerle sevinçle kederle,
Çıktın geldin haziran vakti, bende çiçeklendim yine
Aşk yeşerdi yüreğimde.
Gözünde neşe yüzünde bahar, sımsıcak can parçam.
GÖKYÜZÜNDE PIRIL PIRIL PARLAYAN YILDIZLARA…
BU DÜNYADA OLAN PIRIL PIRIL CAN’LARA UZUN SAGLIKLI ÖMÜRLER…



Perrin GÖKDEMİR ÜLKER
1.06.2016

Facebook ta paylaş


Yazarın Tüm Yazıları...  -   Yazar'a mesaj yaz  -   Yorum Yaz 









 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.