Anasayfam Yap | Künye | İletişim | Reklam

    Anasayfa

   Resim - Fotoğraf

    Sahne Sanatları
    Müzik - Konser
    Sinema - Tv
    Kültür - Edebiyat
    Tarih - Arkeoloji
    Tasarım - Mimari
    İnsan - Polemik
  ●  Bizden Haber
  ●  Yazarlar
  ●  Yasal Uyarı
  ●  Linkler

 

Bizi Facebook'tan Takip edin Bizi Twitter'den takip edin

 

Üye / Yazar Girişi

 Kullanıcı :

 Parola   :

  Kayıt Ol

 

 

Kuzgunun Rüyaları

ŞEHİR TİYATROLARI
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU

  


 

 

 

 

TRUVA BİLMECESİ

Troya Antik Kenti'nde sürdürülen arkeolojik kazılarla kentin tarihi konusunda bilinmeyenlerin gün ışığına çıkarılması amaçlanıyor.

Troya Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ernst Pernicka, Troya’daki tunç çağına ait nekropolün nerede olduğunun bilinmediğini belirterek, ’’Eğer bu sorunun cevabını verebilirsek çok büyük bir buluşa imza atmış olacağız’’ dedi.
Almanya’nın Tübingen Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Pernicka, Troya’nın M.Ö. 3000’den itibaren kale yerleşkesiyle öne çıkmış bir yer olduğunu vurgulayarak, Homeros’un İlyada destanında anlattığı Troya Kalesi ve aşağı kentinin ne kadar büyük olduğuna kesin bir yanıt vermeyi amaçladıklarını kaydetti.

Prof. Dr. Pernicka, arkeolojik anlamda savunma hendeğinin kazıldığı bir yerde, saray ya da benzeri etkileyici buluntuların ortaya çıkmasının söz konusu olmadığını belirtti.

Kazı çalışmalarında ana yoğunluğun aşağı kentte olduğunu kaydeden Pernicka, ’’Bu çalışmalara paralel olarak, hemen Troya’nın yakınında yıllardır yapılması planlanan müzeyle ilgili çalışmaların ilerlediğini de biliyoruz. Eğer böyle somut bir adım atılırsa, mitolojinin çıktığı bu ören yerinde, biz de kendi bilgi ve verilerimizi katarak, müzeyle beraber ören yerini bir bütün olarak sunabilme ve değerlendirme imkanına sahip olacağız’’ diye konuştu.

Çanakkale’ye 32 kilometre mesafedeki Hisarlık mevkisinde bulunan Truva’nın adına, ilk kez Homeros’un İlyada destanında rastlanır. Bu öyküde, Truvalılarla Akhalar arasında bir kız kaçırma yüzünden çıkan savaş anlatılmaktadır.

Zengin bir tüccar olan ve okuduğu kitaplardan dolayı Truva’dan etkilenen Henrich Schliemann, Çanakkale’ye gelerek, 1871-1878 yılları arasında kazı çalışması yaptı. Arkeoloji bilgisinden yoksun ve Priamos’un hazinelerinin peşinde olan Schliemann, yaptığı bir kazıda bakır leğenler, tencereler, altın, gümüş, kehribar ve tunç kupalar, bakır mızrak uçları, altın yüzükler, bilezikler, küpeler ve baş süsleri buldu. Schliemann, bulduklarını yasal olmayan yollarla Atina’ya kaçırdı.

Truva Antik Kenti’ndeki kazılara 18 yıl başkanlık yapan ve 5 yıl önce vefat eden Alman Arkeolog Manfred Osman Korfmann, bu süre içinde Truva’nın milli park ilan edilmesi ve kazılarda çıkarılan eserlerin sergilenmesi için müze kurulması yönünde çaba gösterdi. Korfmann, değişik kentlerde ve ülkelerde sergilenen Troia hazinelerinin iadesi için bir kampanya başlatılmasını da istemişti.

Uzun yıllar yürüttüğü kazılarda bölge köylüsünün sevgisini kazanan ve halk arasında ’’Osman Hoca’’ olarak anılmaya başlanan Prof. Dr. Manfred Korfmann, 2003 yılı Aralık ayında Bakanlar Kurulu kararınca Türk vatandaşlığına kabul edilmiş ve Manfred Osman Korfmann adını almıştı.


AA  7.08.2010

Facebook ta paylaş

 
 

Yorum Yaz

 

Tavsiye Et

 

Okuyucu Yorumları


 

SanatsalHaber Basın Konseyi üyesi olup Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. SanatsalHaber'de yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Sitede yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Copyright © 2008-2021 SanatsalHaber.com.